Siyaset Okuryazarlığı

Adem Yazır

Yayınlanma Tarihi: 20 Haziran 2025
Okunma: 142
Siyaset Felsefesinin Doğuşu
Toplum içinde bireyin konumunu sorgulayan Sokrates, daha sonra öğrencisi Platon ve Platon'un öğrencisi Aristoteles siyaset felsefesinin temellerini atmışlardır.Aristoteles, çeşitli Yunan şehir devletlerini sistemli bir şekilde analiz etmiş, yöneten kişi sayısına göre bunları üç kategoriye ayırmıştır.
- Çokluk (Demokrasi/ Politeia)
- Azlık (Oligarşi/Aristokrasi)
- Tek kişi (Otorite/ Monarşi (Tiranlık)
Demokrasi Tarihi
Batılı bilim insanları tarafından Atina demokrasinin doğduğu yer olarak kabul edilir.
Demokrasi; Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcileri vasıtasıyla toplumsal, ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı bir yönetim biçimidir.
Demokrasi etimolojik kökenleri nedeniyle yunanca kelimelere dayanır. Bu nedenle Atina demokrasisi önemli bir referans noktasıdır.
Atina demokrasisine dair edebiyat yüzyıllara dayanır. Platon'un 'Devlet' Aristoteles'in 'Politika', Niccolo Machiavelli'nin 'Siyaseti' ile devam eder.
Modern temsili demokrasiler, vatandaşların haklarını güvence altına alan, devletin gücünü sınırlayan ve oy kullanma hakkıyla etkinlik sağlayan sosyal bir sözleşmedir.
Yerel Siyaset - Yerel Demokrasi
Yerel düzeyde kararların alınmasında, yerel siyasi aktörlerin demokrasi ilkelerine göre alınan kararlara katılım sağalması şeklinde ifade edilebilir.Çağdaş siyaset biliminin öncülerinden kabul edilen Montesquieu "güçler ayrılığı" ilkesini savunmaktadır.Ona göre iklimin ve coğrafi özelliklerin yasalar ve siyasal davranışlar üzerinde etkili olduğu ifade edilmektedir.Montesquieu "Kanunların ruhu" adlı kitabında ülkenin büyüklüğü ile hükümet biçimleri arasındaki ilişkilere dikkat çekmi ş; Cumhuriyet için küçük, monarşi için orta, istibdat için de büyük bir imparatorluğun gerekli olduğunu ifade etmiştir.
İnsan ve Çevre
Anlayış hürriyetin başlangıcıdır.Bu gerçek sosyolojik anlamda yerel siyaset ve yerel demokrasi için de geçerlidir.Hürriyet çevremiz üzerinde egemenliğimizi sağlar.İnsanoğlu doğanın kimi olgularını (Fenomenlerini) değiştirebilirken, kimilerini değiştiremiyor.Değişmeyen doğa olgularına kendimiz uymak zorunda kalıyoruz.Değişebilen doğal olguları irademize bağlı tutmayı öğreniyoruz.Örneğin bir yer bilimci, depremlerin nedenlerini en ince ayrıntılarına kadar incelemekte, ama aynı yer bilimci depremin önüne geçememektedir.Bir başka örnek Güneşi soğutmak veya dünyanın ekseni etrafında dönmesine engel olmak hiçbirimizin elinde değildir.Böyle durumlarda insan için tek çıkar yol bu değişmez, belirli zorunlulukları uymak ve yaşamı onlara göre düzenlemektir.
Siyaset Kurumunun Yapısı
Siyasal rejimleri tarihsel ve kavramsal sistematik bakımından sınıflandırılması mümkündür.Bu iki bakış açısından hareketle mutlak monarşi, meşruti monarşi aristokrasi, otokrasi, cumhuriyet ve demokrasi gibi siyasal rejimlerden söz edebiliriz.
- Mutlak monarşi; siyasal gücün başında her şeye egemen olan bir monark bulunur.
- Meşruti monarşi; monark'ın gücü ve yetkileri sınırlandırılmıştır.
- Aristokratik siyasal rejimler; kararlar küçük bir elit grup tarafından alınır ve uygulanır.
- Otokrasi; Bir grup ya da bir parti tüm güçleri yönetme hakkına sahiptir.
- Cumhuriyet yönetiminde; devlet düzenini oluşturan ögeler aynı zamanda karar verme sürecinde etkili olan organlardan oluşur.
Siyaset ve Politika kavramları
Günlük dilde farklı anlamlarda kullanılan siyaset kelimesi, Arapçadan Türkçeye geçen bir kelime olup bu dilde "Siyasa" şeklinde kullanılmaktadır.Siyasa kelimesi yönetmek, eğitmek, yetiştirmek anlamına gelmektedir.
Siyaset kelimesi daha sonra şehirlerin ve insanların yönetimi anlamında kullanılmış ve insanları yönetme sanatını ifade etmiştir.Müslüman düşünürler şehir ve toplum yönetimi konusunda düşüncelerini Siyaset- name altındaki kitaplarda toplamışlardır.
Modern dönemde Arapça literatürde Siyasa ve siyasi kelimeleri, batı dillerindeki politika, politik ve policy anlamlarını kazanarak onların yerine kullanılmıştır.Siyaset kelimesinin yerine kullanılan politika kelimesi, siyasetin batı dillerindeki karşılığıdır.