Mülkiyetin Olmadığı Bir Dünya!
Aytekin Çınar
Yayınlanma Tarihi: 29 Temmuz 2025
Okunma: 102
Mülkiyetin Olmadığı Bir Dünya!
Bu başlık, mülkiyet sevdalılarını muhtemelen üzmüştür. Belki de bu yazıyı okumaktan bile imtina edeceklerdir. Çünkü satırları takip ettikçe, sıkı sıkıya sarıldıkları malın mülkün bir gün gideceği gerçeğiyle yüzleşmek istemezler. Ama meraklarına yenik düşüp okumadan da geçemezler.
Her şeyden önce basit bir gerçeği hatırlayalım: İnsan ömrü, günümüz ortalamasıyla yaklaşık 80 yıldır. Özetle, insan ömrü sonludur. Bu hakikati bizden yaklaşık 1300 yıl önce, Gök Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olduğuna inanılan Bilge Kağan, çok daha sarsıcı bir şekilde dile getirmişti. Kardeşi Kül Tigin bir çarpışmada şehit düşünce otağına çekilen Kağan, derin düşüncelere dalar ve gözyaşları içinde o meşhur gerçeği haykırır: "Zamanı Gök Tanrı yaşar, insanoğlu hep ölmek için doğmuş."
İnsan ölümlü ise, üzerinde yaşadığı Dünya da ölümlüdür. Bu, artık bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçektir. Dünyamız, yaklaşık 4,54 milyar yıllık ömrünün %71'ini çoktan tamamladı. Geriye kalan %29'luk ömrü ise yaklaşık 1,75 milyar yıldır. Elbette, ölümlü bir insan için 1,75 milyar yıl, neredeyse sonsuzluk gibi algılanabilir. Ancak yanılmayın; bu, gözümüzün önündeki sanal bir seraptan ibarettir. Sonsuzluğun sahibi için bu süre, oldukça kısa bir zaman dilimidir.
Gelelim günümüze. Bir yanda ölümlü insan, diğer yanda ölümlü dünya... Bu iki sarsılmaz gerçek ortadayken, kendini mala mülke esir eden insan ne kadar rasyoneldir? Varlığımızın ve gezegenimizin sınırlı olduğunu bilerek yaşayan bizler için asıl zenginlik, tapulara veya banka hesaplarına sığdırılabilir mi?
Ölümlü dünyanın bize kalan bu zaman diliminde, evrenin sonsuzluğuna kanat açmadan önce, belki de en büyük mirasımız bu ilkel h ırslardan arınmak olacaktır.
Adil ve tertemiz bir dünyayı gelecek nesillere bırakma umuduyla...
Sevgilerimle.